Dog Life . com - Yavru Köpek Eğitimi-aşı takvimi
 

Ana Sayfa
Üye Ol
Üye Girişi
Forum
İstanbuldaki Eğitmenler
Bahçelievlerdeki Köpekler Ve Adresleri
Köpek Eğitimi
Köpek Bakımı
Yavru Köpek Eğitimi-aşı takvimi
Köpeklerde Beslenme
Cesar milanKöpek sahiplerine tüyolar
Güçlü ve Adeletli Lider Olmanın Yolları
Köpeğinize Oyuncak Seçerken Nelere Dikkat Etmelisiniz ?
Köpekler Hakkında Bilinmesi Gereken 40 Pratik Bilgi
Köpekler Hakkında Pratik Bilgiler
Köpeklerin Kişisel Hakları
En Zeki Köpek Cinsleri Top 10
Köpek Cinsleri
Yaş-Kuru Mama Yardımı
İstanbuldaki Barınaklar
İstanbuldaki Parklar -Buluşma Yerleri
Satılık Pet & Sahiplendirme
Yatak yapılışı
Sipariş üzerine tasma yapılır.
Önerilebilecek petshoplar
Facebook Sayfamız :)
VETERİNER
Music
Bize ulaşın(İletişim )
Dog Life .com Gizlilik Politikası

YAVRU EĞİTİMİ

Köpeğin hayatında ilk onaltı hafta oldukça önem taşımaktadır.İlk yirmibir (21) gün boyunca yavrunun hafıza kabiliyeti neredeyse sıfır durumundadır.Yavrunun duyuları (görme,işitme,koklama ve ilk sosyal temaslar) ilk yirmibir(21) ve yirmisekizinci(28) günler arasında gelişmeye başlar,bu an içerisinde yavru kardeşlerine ve çevreye cevap vermeye başlar.Yirmisekizinci (28) günde yavrunun hafızası ve beyin fonksiyonları gelişmeye başlar. Yirmisekiz (28) ile kırkdokuzuncu(49) günler arası ise yavrunun sinir sistemi ve beyin formu erişkin bir köpeğin sahibi bulunduğu biçimi alır.Yedi (7) ile sekizinci (8) haftalar sevimli yavrunun kardeşlerinden ayrılarak yeni sahibine ve eve alışması için en uygun zaman olmaktadır.

Yavru köpek mutlaka annesinin ve kardeşlerinin yanında kalması, köpek olduğunu hatırlatan kuralların ve köpek davranışlarını öğrenmesi gerekmektedir.Eğer yavruyu annesinden ve kardeşlerinden çok erken ayırır isek yavrunun temeli olmadığı için hayata adepte olmakta zorlanacak ve sorunlar ortaya çıkacaktır.Bunu önlemek için yavru köpeğinizi mutlaka 7-8 haftalık   iken alınız.Bu süre içerisinde annesi ve kardeşleri ile birlikte  minimum dört,beş (4-5) hafta.Geri kalan üç( 3) haftanın ise  kardeşlerinin yanında oyun oynarak geçirdiğinden emin olunuz.

Yavru Sekiz (8) haftadan önce alınır ise:

Gereğinden önce kardeşlerinin yanından ayrılır ise, köpek kuralları ve kendini ifade etme bilincinden yoksun kalacağı için hemcinsleri ile olan ilişkilerinde ve hayata adepte olmada sorun çıkararak,muhtemelen kendine güveni olmayan bir köpek olacak.

Yavru Sekiz (8) haftadan sonra alınır ise:

Bu süreden sonra alınan köpek ise,eğer üretici tarafından sosyalleştirilmedi ise, insanlar ve şehir içinde karşılaşacağı durumlarda sorun çıkaracak yine topluma uyum sağlamakta zorlanaktır.

Ancak yavru üzerindeki olumsuz durumlar köpek sahibinin yavruya vereceği doğru şekildeki sosyalleşme eğitimi ile kolayca çözülebilir.

Doğumdan sonraki yedinci ( 7.) ve onikinci (12.)haftalar arasında yavru ile çok yumuşak ve eğlenceli bir şekilde oyun oynayarak ilk itaat komutları yavruya gösterilir.Yavru köpeğin genel karakteri onaltı (16.) haftasına kadar gelişme gösterecek ve bu ana kadar aldığı sosyal öğrenimler köpeğin karakterini belirleyecek. Bu haftalar içersinde  yavru köpeğiniz "Ana Okulu" eğitimindedir.Bir ana okulunda çocuklar nasıl oyuncakları ve arkadaşları ile oynayarak kendilerini hayata hazırlayacak birtakım bilgileri öğreniyorlarsa,biz de sevimli yavrumuza aynı şekilde davranarak onu hayata hazırlayacağız.

Köpeğiniz eve geldiğinde hemen ona bir tasma takın,tasma yoksa bir kurdele de kullanabilirsiniz.Yavru alışık olmadığı için ilk önce boynundaki bu tasmadan kurtulmaya çalışacak ve huzursuz görünecektir.Telaşlanmanıza gerek yok kısa sürede alışacak ve onunla yaşamasını öğrenecek.Sizin yapmanız gerek tek şey ise onu yatıştırmak ve rahatlatmak..Kesinlikle yavru boyun tasmasına alışmadan sevk tasması ile onu yürütmeyi denemeyin.Boyun tasmasına alıştıktan sonra sevk tasmasınıda alışması gerekecek.

Eğitime başlamadan önce ya da bunu düşünmeden önce kendimizi doğru çerçeve içinde değerlendirmeliyiz.Eğitime hazırmıyız? ruh  halimiz ne durumda?.Eğer bunları düşünürsek,eğitimi hem siz hemde yeni sevimli yavrunuz açısından daha basit hale getiririz ve tamamen sevgi dolu bir anlayış ve yöntemler ile amacımıza ulaşırız.Eğitimde sevimli yavrunun yaramazlıkları ve hataları sizi hemen kızdıracak ve strese sokacak ise,yavruya zarar verebilirsiniz ve karakterini zedeleyebilirsiniz..Yavruya gösterceğimiz davranışlar ne ise,yavruda bu davranışlara karşılık verecektir.Bu yüzden eğitim anında mutlaka pozitif yönde olmalı ve kalbiniz sevgi  ile çarpmalıdır,hiçbir zaman kontrolünüzü ve heyacanınızı kaybetmemelisiniz.Eğitim ikiniz içinde eğlenceli olmalıdır,eğer yavru kendini öğrenmeye hazır hissetmiyor ve heyecansız davranıyor ise hiçbir şey öğrenemeyecektir,eğer siz de aynı durumda iseniz hiçbirşey öğretemeyecekzsiniz.demektir. Köpeğin geliştirmesini istediğimiz özelliklerine zarar verecek hareketlerden kaçınmalı ve köpeğimizi de bu hareketleri yapacak kişi ve olaylardan korumalıyız.Eğitime başlamadan önce neyi nasıl   öğreteceğinizi  kararlaştırmalısınız.

Genel eğitim için ana kural tutarlılık ve uyumdur,eğitim sizin düşündüğünüz gibi hızlı ve kolay olmayabilir.

Her komut için ayrı bir sözcük seçmeli ve sözcüğü herzaman aynı tonda ve yükseklikte kullanmalısınız,ayrıca yine her komut için belirli bir işaret kullanmalısınız,örneğin "otur" komutunu verdiğiniz aynı anda kolunuzu  yukarı kaldırabilir ya da başka bir hareket seçebilirsiniz.Bu hereketi ise her komut verdiğiniz anda uygulamalısınız böylece yavrunun sadece sözcüklere değil,işaretlerede cevap vermesini sağlayabilirsiniz.Eğer her defasında değişik sözcükler kullanır veya hareketleri değiştirirseniz yavrunun kafası karışabilir, komuta cevap vermez veya geç cevap verebilir.Örneğin "gel" komutunu öğretirken yine aynı tonda ve işaretle bu komutu yavruya vermelisiniz,yavruya komutu verdiğiniz zaman yavrunun size gelmesini beklemelisiniz,eğer yavru size doğru gelirken onu durdurur veya siz ona doğru giderseniz yavruya yanlış şeyler öğretebilirsiniz ve kafasının karışmasına sebep olursunuz.Yavru zaten size doğru istekli bir şekilde gelecektir,ancak siz onu yarı yolda durdurduğunuzda  yada siz ona doğru yöneldiğinizde yavru "gel" komutunun anlamını yarı yola kadar gelmek olduğunu ve bukadarının yeterli olduğunu düşünecek, komuta tamamıyle cevap vermeyecek ya da komutu umursamayacaktır.Ayrıca uyguladığınız metodu eğitim boyunca kullanmalısınız bunun için doğru metod ile başlayın ve bu metod da değişiklikler yapmayın.Bu değişikler de yavrunun kafasını karıştırmak için yeterlidir.Evdeki her birey bu kuralı anlamalı ve komutları sizin uyguladığınız gibi uygulamalı ve köpeğe zarar verecek davranışlardan kaçınmalıdır.Aslında köpeğin eğitimi ile sadece bir kişinin ilgilenmesi diğer bireylerin ise size yardımcı olması daha iyi bir sonuç verecektir.


 Yavruyu izleyerek davranışlarının ne anlama geldiğini, size ve komutlara nasıl cevap verdiğini anlamaya çalışın,köpeğiniz için doğru olan ödülü bulmaya çalışın.Bazı yavrular sizin sevginizi lezzetli bir yiyeceğe tercih ederler,bazıları ise yiyeceğe karşı iyi cevap verebilirler.En iyisi yiyeceği fazla kullanmadan ikisini birden uygulamaktır.Eğitim anında yavruyu kontrol altında tutmaya çalışır iken,eğitim sonrasında sözcüklerinize ve hareketlerinize dikkat edin.eğitimin ilk zamanlarında köpeğinizin kontrol edemediğiniz hareketleri için komut vermekten kaçınınız.Eğitim anı boyunca köpeğiniz yanlış bir hareket yaptı ve siz yavruyu o an için  yatıştıramıyor iseniz yavruya hiçbir komut vermeyiniz,bunun yerine yavruya yaklaşarak hareketi durdurun ancak köpeğin peşinden koşmayın,onu yakalamak için girişimde bulunmayın.Köpeğinize asla vurmayın ve bağırmayın,davranışlarımızı kontrol ederken,ileriki zamanlarda eğitimi modifiye edeceğiz ve köpeği kontrol altına almak için  zaman zaman sesimizi yükselteceğiz. 
 

Eğitim anlarını kısa tutmalısınız.Köpekler özellikle yavrular eğitime gösterdikleri dikkatlerini uzun süre koruyamamakta ve kısa süre içinde sıkılmaktadırlar bu an içerisinde dikkatlerini başka bir olay için yoğunlaştırır ve komutlarınıza cevap vermek istemez.

Doğal ve özgür hayatında bile bir kelebeği beş dakika veya daha az bir zaman içerisinde takip eder,sonra bu oyundan sıkılarak dikkatini başka bir yöne örneğin bir kuşa yönelterek onu takip etmeye başlar.Eğitim için şu kural geçerlidir "Köpek çabuk ateşlenir ama hızla ilgisini kaybeder". Unutmayın eğitim köpek için herzaman heyacanlı ve eğlenceli olmalıdır.Bu yüzden eğitim süreleriniz ilk başlarda 5 dakika iken ileriki günlerde 10-15 dakika sınırını aşmamalıdır.10-15 dakikalık eğitim erişkin köpekler içinde sınırdır.Bu süreyi aşar ve köpeğinizi sıkıntıya sokar iseniz köpeği eğitimden soğutur ve komutların geriye yürümesine sebep oabilirsiniz ve gelecekteki eğitim dönemleri için de köpeğe yanlış ipuçları verebilirsiniz.En iyisi köpeği günde 10 dakika çalıştırmak ve haftada 60 dakikalık süreyi aşmamak.Eğitim döneminin başlangıcı içinde yavruyu gürültülü ve yavrunun ilgisini dağıtacak diğer ortamlardan minimum uzak tutarak eğitmelisiniz ki yavrunun ilgisi üzerinizde olsun.Yavru komutlara cavap vermeye başlayınca onu ilgisini dağıtacak yerlere götüreceğiz ve burada eğitime devam edeceğiz. 

Bazı zamanlar dönemlerinden  farklı olarak köpeğinizin kendini rahat hissetiği anda ek olarak eğitime zaman ayırabilirsiniz.Ayrıca gün içinde olan fırsatlar içinde de  komutları tekrarlamalısınız.bu fırsatlar özellikle yavruyu besleyeceğiniz anlar olacaktır.Aç olan yavru köpeğiniz mama kabına koyulan mamanın sesini duyunca size doğu gelecektir,bu anda sizde "gel" komutunu kullanabilirsiniz,yavruya yemeğini sunmadan önce mama kabını biraz yüksekte tutar iseniz yavru oturacaktır bu an içinde de  "otur" komutunu kullanabilirsiniz.Gün içinde köpeğin iç güdüsünü kullanarak yaptığı hareketleri de takip ederek,o an içinde seçtiğiniz sözcükleri kullanarak yavrunun yeni sözcükler öğrenmesine olanak tanıyabilirsiniz.Örneğin yavru tuvaletini yaparken,seçtiğiniz bir sözcüğü yavru ile göz temasını korurken tekrarlarsanız yavru köpeğiniz ileride, kullandığınız sözcüğü duyunca tuvaletini yapacaktır,tabii ihtiyacı olduğu zamanlarda.   

Ödül ise oldukça önemlidir.Yalnız eğitim anında köpeğe fazla ödül vermekten kaçınmalısınız.Ödül eğitimde köpeği teşvik etmek ve  hareketlerinin doğru olduğunu anlatmak için verilir.Yukarı da da değindiğim gibi köpeğimize çeşitli şekillerde ödül verebiliriz.Bazılarımız sadece yiyecek veririz,bazen "Aferin" ve "Güzel köpek" sözcüklerini kullanırız,bazı zamanlar ise ki en çok kullandığımız olanı köpeğimize dokunduğumuz ve onu sevdiğimiz anlardır.Bu yöntemlerin hepsi de iyi çalışır çünkü hepsi o an yavruya  iyi yolda olduğunu anlatır ve sevimli yavrumuz hareket ile ödül arasında bağlantı kurarak birdaha ki sefere ödül almak için ne yapacağını anlamaya başlar.Burada önemli olan yavrunun yalnızca doğru hereketleri karşılığında ödül aldığını farketmesidir.Köpeğimize aşılamamız gereken "Sen şimdi doğru şeyler yapıyorsun ve bundan oldukça mutluyum bu yüzden seni seviyorum ve ödüllendiriyorum" olmalıdır.Köpeği severek ödüllendirmemiz onun için en büyük ödüldür,ama yavrunun sevgiyi ödül olarak alması için her zaman köpeğimizi sevmememiz gerekir..Köpeğiniz doğru bir hereket yaptı ve siz onu vakit geçirmeden ödüllendirmek istiyorsunuz hemen köpeğinizle övgü dolu ses tonu ve sözcükler ile konuşun ve onun kulak arkasını,sırtının kalçaya yakın kısmını,çene altını ve göğsünü kaşırmış gibi sevmeye başlayın.Bu noktalara dokunmamızın bir anlamı var elbette.Köpek bu noktalara ulaşamamakta ve sevdiği bir kişinin bu noktalara dokunmasından ve kaşımasından memnun olmaktadır.Yavru veya erişkin köpeğiniz bu tipte bir ödül için bazen yanınıza gelir ve sizden biraz kendisini kaşımanızı isteyebilir. 


 Her eğitim dönemi köpeğin eğitime hala istekli olduğu an ve en iyi yaptığı hareket ve ödül ile bitirilmeli ki yavru diğer bir seansa yine mutlu başlasın ve eğitimin eğlenceli olduğunu düşünsün.Eğer yavruya kızarak eğitimi sonlandırır isek yavru eğitime karşı cephe alabilir ve bu anlardan hoşlanmaz ayrıca sahibinin isteğini yapamadığı için üzülür.
 

Köpek, sahibinin neşeli olduğu  ve kendisine sevgi, ilgi gösterdiği zamanlar mutlu olur.Eğitim anında ve sonundaki ruh halimiz onun için çok önemlidir.

Sosyal Bir Yavru.

Yavru köpeğiniz tamamiyle sosyal bir köpek olmalı ve davranış sorunları bulunmamalı.Bu yüzden İleride sorunsuz bir köpek sahibi olmak istiyorsanız sosyalleşme eğitimine oldukça önem vermelisiniz.Bu konu ile ilgili bilgileri sosyalleşme eğitiminin anlatıldığı sayfalarda bulabilirsiniz.

Sevk Tasması İle Yürüme

Yavru tamamiyle boyun tasmasına alıştıktan sonra.Sevk tasmasını kullanarak birlikte yürüyebilirsiniz.Yine yavrunun alışması için ona zaman vermelisiniz.Yavru geride kaldığı veya yürümek istemediği zamanlarda onu çekiştirmeyin.Elinizde köpeğinizin sevdiği yiyeceklerden ve oyuncaklardan bulundurarak köpeğinizi size gelmesi için  teşvik edin,yavru yanınıza geldiği anda bolca ödüllendirin.Kısa bir zaman sonra sevk tasmasını  çıkararak   oyun oynayın ve daha sonra tekrar tasmasını takın.Dikkat edeceğiniz nokta hiçbirzaman yavrunun tasmayı oyun oynamak için ısırmasına izin vermemek.Sevk tasmasını köpeğinizin   hayatı boyunca kullanacaksınız.Ayrıca temel itaat eğitiminde köpek tasma ile eğitimine başlayacak ve hataları tasma ile düzeltilecek.bu yüzden sevk tasması onun için bir oyun aracı değil tam aksine itaat anlamı taşımalı.

Kemirme.

Bütün köpek yavruları birşeyler kemirmeye bayılır.Bu şeyler ayakkabılarınız,terlikleriniz hatta halınızın ve koltuğunuzun köşesi olabilir.Yavru köpekler  keşfetmek için duyu organlarını kullanırlar.Eğer yeni bir şey ile karşılaşır iseler ilk önce koku duyularını harekete geçirirler,daha sonra ise bu eşyanın  tadına bakmak isterler. İşte ne olursa burada olur ve bazı eşyalarınız yavrunun  keşfetme isteğinin kurbanı olur.Kemirmenin diğer bir sebebi de aynen bebeklerde olan dişeti kaşıntısıdır bu kaşınma süt dişlerini kaybeden ve yerine kalıcı dişeri çıkmaya başlayan 4-5 aylık yavrularda görülür.

Yavrunun bu davranışını çok kolay önleyebilir ve eşyalarınızı daha uzun yıllar koruyabilirsiniz.Eğer yavrunun birşeyler kemirdiğini görür iseniz hemen yavrunun yanına giderek "Hayır" sözcüğünü kullanın ve ona kemirmesi gereken şeylerin oyuncakları olduğunu anlatın.Hemen oyuncağını köpeğe sunarak onunla heyacanlı bir şekilde oynamasını sağlayın.Amacımız burada ilgisini eşyalarımızn üzerinden alıp oyuncağa yönlenmesini sağlamaktır.Gün içinde yavruya vakit harcatacak olan kemikleri de unutmamalısınız.Dikkat edeceğiniz bir nokta yavrunun kemirdiğini gördünüz an onu engellemektir.Eğer yavru bir eşyayı 5-10 dakika önce kemirmiş ve şu an size masumca bakıyor ise ona kızmanızın  ve ceza vermenizin hiçbir anlamı olmayacaktır.Bir başka nokta ise yavrunun sizin ile oyun oynamasına izin vermemektir yani şu şekilde,diyelim ki yavru terliğinizi ısırmış ve keyiflice bu terliği kemirmekte siz durumu farkettiniz ve terliği elinden almak için yanına gittiniz bu arada köpeğiniz terliğide alarak evde koşuşturmaya başladı ve biryerlere saklandı.Eğer sizde bu koşuşturmaya katılıp yavruyu yakalamak isterseniz siz de yavrunun bu oyununa  katılmış oluyorsunuz.,tabii yavru ise sizinde oyuna katılmanızın heyacanı içinde oluyor.Eğer yavru böyle bir hereket yapar ise peşinden koşmayın ve onu yakalamaya çalışmayın.Tam aksine köpeğin sevdiği oyuncağı yerinden çıkararak köpeğe gösterin ve yanınıza gelmesi için onunla sakin bir ses tonu ile konuşun yavru yanınıza geldiği anda onu yeni oyuncağı ile ödüllendirin ve sevin terliği ise yavrunun ulaşamayacağı bir yere kaldırın ve birdaha yerde bırakmayın.

Isırma.

Yavrunun en çok hoşlandığı şeylerden biri de ısırmaktır.Elinizi veya elbiselerinizi doymak bilmeyen bir hırs ile ısırır.Buna kesinlikle izin vermemelisiniz.Çünkü elinizi ısırarak köpeğiniz sizinle küçük bir liderlik yarışına girmiş ve gücünü size oyun ile karışık olarak kabul ettirmek istiyor.Kardeşleri arasında da böyle oyunlar oynamıştı,ilk önce küçük ısırış oyunları ile oynayan kardeşler bir anda sertleşirler ve küçük bir kavgaya başlarlar.Bu an içerisinde gücünü diğer üyeye kabul ettiren kardeş artık onun üstü durumundadır,diğer kardeş ise bu üyeye boyun eğer.İşte köpeğiniz sizin elinizi ısırmak ile bu oyunun devamını sizinle oynamaktadır.Hem bu yüzden hem de insanları ısırmanın kötü bir şey olduğunu öğretmek için köpeğinizin elinizi ısırmasına kesinlikle izin vermemelisiniz.Köpek eliniz yerine oyuncakları ile oynamalıdır.

Köpek oyun esnasında elinizi ısırdığında "Hayır" sözcüğünü fazla sert olmadan kullanın ve köpeğin burnuna işaret parmağınız ile küçük bir vuruş yapın , ayağa kalkın ve oyunu kesin,yavrunun bu işin nekadar eğlenceli olduğuna dair düşüncelerine fırsat vermeyin.Eğer yavru oyuna devam etmek istiyor ve eskisinden daha hırçın bir biçimde elinizi ısırmak istiyor ise onu hemen kafesine veya kutusuna götürün ve ağlamasına cevap vermeyin.Yavru yatıştığı zaman ise onunla tekrar oyun oynayabilirsiniz.

 

Köpeğinizin Vücut Dili

KÖPEKLERİN VÜCUT DİLİNİ KEŞFEDİN

Konuşma herzaman yalnızca insanlara özgü bir özellik olarak görülmüştür.Descartes konuşma yeteneğini zekanın bir kanıtı olarak değerlendirirken,insan olmayan tüm canlıların zekasını inkar etmiştir.Yetmişli yıllarda Descartes'in bu görüşüne ağır bir darbe vuruldu.Beatrix ve Allen Gardner adlı psikologlar,şempanzeler sayesinde bilimsel bir başarı elde ettiler.Şempanzelere konuşmayı öğretebilmek için,pek çok deneyin yapılmış olduğunu biliyorlardı.Ancak bu deneylerin en başarılısı bile,şempanzelerin en fazla dört kelimeden oluşan son derece ilkel ilkel bir kelime haznesi elde etmelerini sağlayabilmiti.Ancak çoğu yüksek seviyeli hayvanlar hiç bir şekilde dillerini,dudaklarını,damaklarını ve ses tellerini kontrol edemezler ve böylecede Gardner çifti,hayvanların belki farklı bir şekilde konuşmayı öğrenebilceklerini düşündüler.Bunun üzerine şempanzelere sağır-dilsiz  işaretlerini öğrettiler.Birinci şempanze 150 işareti öğrendi,basit cümleler kurabiliyor,gramer kurallarını uygulayabiliyor ve yeni düşünceleri bir araya getirebiliyordu.

Konuşma sadece  sözcüklerle düşüncelerini ifade etmek değildir.Toplumun diğer bireyleri ile iletişim kurabilmektir.Bu yeteneğede tüm yüksek seviyeli hayvanlar sahiptir. 

Küçük bir çocuk  ilk kez adı söylendiğinde dönüp baktığı andan itibaren,çocuğun konuşma yeteneğine sahip olduğu kabul edilir.Gerçi çocuk ilk sözcüklerini belki ancak oniki aylık olunca söylemeye başlayacak,ama psikologlara göre,ağlama,mırıldanma ve diğer sesler de bir iletişim aracıdır,çünkü sevinç,hoşnutsuzluk ve çocuğun bazı gereksinimleri aktarmaktadırlar.Seslerin dışındda psikologlar mimikleride konuşma unsurları olarak kabul ederler,örneğin ilginç birşeyi eli ile göstermek,birisi giderken el sallamak veya kollarını kaldırarak kucağa alınmak istediğini göstermek gibi.

Çoçuk "bana elini ver" denildiğinde doğru bir şekilde hareket ederse,çocuğun konuşma yeteneğine sahip olduğunu kabul ediyoruz.O halde köpeğin "elini ver" komutu üzerine patisini uzatması da aynı şekilde konuşma yeteneğidir.

Şüphesiz ki doğada varolan her çeşit yaratık kendi aralarında iletişim kurmaktadırlar.Hayvanlar bu iletişim için vücut hareketleri ile ve aslında onlar için anlamlı fakat bir bakışta bizim için anlamsız gelen, ses, koku ve vücut hareketleri ile iletişim kurarlar.

Doğadaki hayvanlar arası iletişimi ortaya koymak için çok sayıda örnek vermek mümkündür.Karıncalar birbirinin anteni tabir ettiğimiz bölgeye dokunarak,arılar bir takım danslar yaparak iletişim kurarlar.Doğan her yavru annenin kokusunu ve sesini,annede kendi yavrusunun sesini ve kokusunu diğer yavrulardan ve sürü üyelerinden kolayıkla ayırt edebilir.

Yine hayvanlar kendilerine özgü kamuflaj yetenekleri ile de  iletişim kurmaktadırlar,daha doğrusu kendilerini korumaktadırlar.Bukalemunların bulunduğu ortama göre renklerini değiştirmeleri,kelebeğin üzerinde bulunan  beneklerin avcıyı şaşırtması gibi.

İnsanlar ve köpekler birlikte uzun bir tarihçeyi paylaşmaktadır.Atalarımız onlarla birlikte avlandılar,onlarla birlikte oynadılar ve yüzyıllardır birlikte yaşamı paylaştılar.Ancak köpek ve bizler iki farklı tür olarak dünyayı paylaşmaktayız ve ayrı dilleri konuşmaktayız.Köpekler her ne kadar bizim gibi harfler ve sözcükler ile konuşmasalarda onlarında size ve kendi arkadaşlarına anlatacakları vardır..Bu anlatımlar ise yukarıda saydığımız diğer hayvanlar arasında en geniş iletişimleri ve kuralları içermektedir.  Köpekler aynen ataları kurtlar gibi iletişim kurarlar ve kendilerini ifade ederler.Siz farkında olmasanız bile köpeğiniz sizin vücut dilinizi anlamaktadır, köpeğinize karşı bulunmadığınız bir öfke veya sevgi  esnasında köpeğinizin bu davranışınıza karşılık verdiğini görürsünüz.Örneğin çocuğunuza veya eşinize sarıldığınız anda köpeğiniz hemen yanınıza gelir,öfkelendiğinizde ise köpeğin oratada olmadığını görürsünüz.Yada kötü niyetli bir kişinin size saldırısı anında köpeğinizinde sizinle birlikte savaştığını  görürsünüz.

Uzmanlar, köpeklerin şu üç konuda kendilerini ifade ettiklerini söylüyorlar,

Duygusal durumları.

Toplumsal İlişkileri.

İstek ve Arzuları.

Şimdi köpeğin vücut dilini okuyarak aslında bize ne anlatmak istediklerini  açıklayalım,

Oyun Oynamak İstiyorum:

Oyun oynamak isteyen köpek doğal olarak mutludur.Kendini rahat hisseder.Ağızı açıktır ve mutlu bir ifade ile gözlerinizin içine bakar,siz oyuna davet etmek için  birkaç kez havlar.Bu arada kendini olabildiği kadar şirin gösterme uğraşı içindedir.Çevrenizde koşar veya daireler çizer,kulaklarını indirir ve kaldırır.Size yaklaşır gibi yapar ama birden yanınızdan kaçar, burada sizi oyuna davet etmek istediğini ve bir yöne doğru çekmek istediği apaçık ortadadır.Bu arada yine kendini şirin göstermek istediği ve mutlu olduğu için yerde sırt sütü yatar ve yuvarlanır,bunları yaparken bir gözü sizi izler.Oyun oynamak istediğini anlatmak için en çok kullanığı hareket ise,ön ellerini uzutarak göğsünü yere değdirmesi ve kuyruğunu heyacanlı bir şekilde sallayarak gözleriniz içine bakmasıdır.Bu an içinde köpek üzerinize atlayabilir ve sizi oturduğunuz veya yattığınız yerden kaldırmak için çaba gösterir.Bazen açık arazilerde köpek av takibi yapar gibi çimlerin üzerine yatar ve kafasını eğerek sizi izler.Bu anda sizden oyuna katılmak için hareket beklemektedir.Siz bu harekete aynen cevap verdiğinizde, yani vücudunuzu eğerek hatta çömelerek yavaş yavaş köpeğinize doğru yaklaştığınızda kendinizi hızlı bir koşuşturmacanın içinde bulabilirsiniz.

Eğer oyun oynamak istemiyorsanız ki bu köpeğin sevimli hareketleri karşısında çok güçtür.Köpeğiniz ile göz temasında kaçının ve köpeğinize arkanızı dönün yada başınızı çevirin.Ancak köpeğinizin kendine başka bir oyun aracı bulacağından emin olabilirsiniz.       

Hoşgeldin

Pek çok kişi  akşam eve geldiğinde karşısında ilk gördüğü şey kendisine bol miktarda sevgisini sunmak için hazır bekleyen köpeğidir.Köpek sahibini gördüğü zaman heyacanlanmaktadır.Kuyruğunu normal pozisyonda hızlı olarak sallar,ağzı açıktır bu onun rahat olduğunu gösterir.Sahibinin üzerine atlamaya ve onu yalamaya çalışır.Kendisini bir tehdit olarak göstermez,hatta sahibinin kendisinden üstün olduğunu göstermek için yere sırt üstü veya yan yatarak af diler,bu arada tuvaletini kaçırabilir.

Aslında şu an yaptığı hareketler bir içgüdüdür ve aynen kurt sürüsündeki yavruların hareketlerini uygulamaktadır.Kurt yavruları aç olarak inde beklerken aile bireyleri avlanmaya çıkarlar.Av sonrası ise yediklerini aç yavrularına kusarlar ve yavrular karınlarını doyurur.İşte eve geldiğimizde köpeğin bize aşırı   sevgi göstermesi  bu nedenledir.

Dikkatli ve Heyecanlıyım.

Dikkatli ve heyacan içinde olan köpek bir bakıma av köpeğinin ferma duruşunu yapar şekildedir.Kulaklarını tam olarak dik tutar ve sesin geldiği yöne çevirirerek kaynağı bulmaya çalışır.,kuyruğunu normal pozisyonun üzerine çıkartır ve minimum  harekette tutar.Köpek hareketsizdir ve vücudunu öne doğru gerer.Ağzı açıktır.Eğer  tam olarak anlayamadığı bir tanı var ise ağızını kapalı tutar.

Endişeliyim ve Biraz Korkuyorum.

Bu durumda ise köpek kuyruğunu bacakları arasına almıştır.Göz temasında kaçınır va başını başka bir yöne çevirir ve eğebilir.Kulaklarını dik tutmaya çalışır ama sanki askıda duruyor gibidirler.

Korkuyorum.

Korku içindeki köpek kulaklarını tamamen geriye yatırır,kuyruğunu bacakları arasına iyice sıkıştırır,titremeye başlar,ağızı sıkı şekilde kapalıdır.Bu arada tuvaletini kaçırabilir,anal bezlerinden koku salgılar ve kalçasını aşağı indirir.Acıklı şekilde inler.

Senden Üstünüm.

Kendini diğer bir üyeden üstün gören köpek.Kendine güven içinde diğer üyeye yaklaşır.Vücudunu olabildiği kadar yüksek tutar,kulakları ve kuyruğu diktir.Diğer üyeden geniş ve büyük görünmek için sırtındaki tüylerin bir kısmını dikleştirir.Bu esnada hırlar ve gerekli gördüğü yerde dişlerini gösterir.Diğer üyenin üzerine atlar hatta üzerine oturmaya çalışır.Kavgaya girebilir.

Senden Üstünüm ve Seni Tehdit Ediyorum.Saldırmaya Hazırım.

Bu durumdaki bir köpeğin yüz ifadesi korkunç bir hal almıştır.Köpek hırlar ve dişlerini gösterir.Baskın olduğunu ve korkmadığını anlatmak için kulaklarını ve kuyruğunu dik tutar.Yine sırtındaki  tüylerini dikleştirir.Vücudu gergin ve her an atılmaya hazırdır.Korkunç şekilde hırlar.Bu davranışı gösteren köpek saldırı anında bütün gücünü kullanır ve geri çekilmez.Savaşını korkunç bir şekilde sürdürür,çünkü karşısındaki tehditten korkmamaktadır.

Biraz korku içindeyim Ama Seni Tehdit Ediyorum.

Bu durum içinde ise köpek yine dişlerini gösterir,hırlar,kuyruğunu yer ile paralel tutar,tüylerini dikleştirir.Ancak tehdit karşışında kendini üstün hissetmediği için kulaklarını yatırır.Köpek  hem savaşmaya hem de kaçmaya hazırdır.Kendini çok zor durumda hissettiği zaman ısırır.Isırışları sadece ön köpek dişleri ile olur, seri olarak küçük ısırışlar yapar ve geri çekilir.bu durumdaki köpeğin saldırganlığı" korkak saldırganlık " olarak adlandırılır.

 Hakimiyetini Kabul Ediyorum.

Kendisinden güçlü diğer bir üyenin emri altına giren köpek,bu üyenin karşısında sırt üstü yere yatar,kendini üyeye teslim eder,yerde yuvarlanır,diğer üyenin ağzını yalar ve saldırganlık göstermez.Bu anlarda kendini acındıracak şekilde inler.

Rahatım.

Kendini rahat hisseden köpeğin,kulakları dik,kuyruğu normal pozisyondadır yada bel hizasında rahatça sallar,.ağzı açıktır ve kendinden emin davranışlar sergiler.

Köpeğin El Vermesi.

Bazı köpeklerin eğitilmediği halde bile size elini vererek tokalaştığını görürsünüz.Köpeğin bu hereketide içgüdüdür.Küçük yavrular anneden meme emerken sütün gelmesi için ön elleri ile meme çevresine baskı yaparlar ve böylece kolayca süt içerler.İşte köpeğin el vermeside bu olayın devamıdır ve aslında sizden bu yöntemle birşeyler istemektedir.Sevginizi eksik etmeyerek köpeği okşamanız iyi bir ödüldür.Ayrıca köpeğin otururken bir elini hafifçe kaldırması ise köpeğin stres içinde olduğunu ve biraz korktuğunu gösterir.

Köpeğin Gülümsemesi ve Teşekkür Etmesi.

Eğer, köpek gülmez,teşekkür etmekten de ne anlar? diyorsanız yanılıyorsunuz.Köpek insana kuyruğu vasıtasıyla güler ve teşekkür eder.Kuyruğun rahatça sallanması köpeğin size güldüğünü gösterir,ama yanlış anlamayın bu gülüş alay şeklinde değil tam tersi sevgi üzerine.Köpeğin kuyruğunu sallamasındaki  hız da ne kadar heyacanlı olduğunu ve durumdan hoşnut olduğunu gösterir.Yani bizim kahkaha derecemizle karşılaştırabilirsiniz,çok komik bir olay ile karşılaşırsak doğal olarak kendimizi uzun uzun gülmekten alamayız.Önüne yemeği konulan bir köpek de size kuyruğunu sallayarak teşekkür eder.Yemek kabı dolu olan ve çevresinde insan olmayan bir köpeğin ise kuyruk sallamadığı görülmektedir.Biz nasıl nedensiz bir şekilde gülmüyor isek,köpeklerde nedensiz bir şekilde kuyruklarını sallamıyor.

Köpeğin Uluması.

Ulumak sürünün toplanmasına ve birlikte yapılacak bir harekat için hazırlanmasına yarar.Kurtlar çoğunlukla akşamları ve sabahın erken saatlerinde,birlikte ava çıkmadan önce ulurlar.Köpek ise uluyarak sürüyü toplama isteğini çok az duyar çünkü yemeği herzaman kendisine sunulur.Ancak televizyon icat olmadan önce  aile bireyleri akşamları biraraya gelip birlikte şarkı söylediklerinde bazı köpekler bu müzikal sesleri herhalde yanlış anlayıp ailelerin   "toplanmak" için uluduğunu düşündü ve büyük bir heyecan ile av çağrısına katıldılar ve birlikte "uluma konseri" ne başladılar.

Kurtun geriye attığı kafası ile birlikte uluduğu görülür.Belki de kurt bize o anki ruh durumunu hakkında bilgi veriyor ve kurt herhalde yabancı sürülere meydan okuyarak bulunduğu bölgenin sahibi olduğunu ve gerekirse savunulacağını bildiriyor.

Köpeğin uluması ise daha çok yalnız kalması ile ilgilidir.Bu ayrılık uluması kurtların sürü uluması ile aynı anlamı taşır.Yani şunu demekteler "Biz buradayız...Sen neredesin? Buraya gel"

Değişik bir durumda çiftleşmek isteyen erkek köpeğin durumudur.Çiftleşme dönemindeki dişinin kokusunu alan ancak ona ulaşamayan erkek köpeklerinde uludukları görülmüştir.

Köpeğin Havlaması.

Köpek seslerinde dikkat edilmesi gereken birkaç önemli boyut vardır.İlk başta sesin yüksekliği gelir.Köpek havladığında,derin bir ses çoğunlukla öfke ve olası saldırganlığın işaretidir,ama ince tiz bir ses korku ve acıyı dile getirir,daha az tiz olduklarında zevk ve oyunculuğu gösterir.İnsanların dilinde de aynı farklılıklar gözlemlenir.Bir insan öfkeli olduğunda sesi genellikle kalınlaşır,korktuğunda tiz olur.Bizim de sesimiz,örneğin küçük çoçuklar veya bebeklerle konuştuğumuzda yumuşar ve oyunculuk ifade eder.Kelimeler tıpatıp aynı olsa dahi,bir kişşinin biriylemi,yoksa bir bebekle mi konuştuğunu anlamak mümkündür.Farklılıklar yalnızca ses düzeyinde ve ses tonunda kendini gösteriyor.

Köpek seslerindeki ikincil boyut,sesin sıklığı ve tekrarlanma hızıdır.Hızlı ve sık sık tekrarlanan sesler,belirli bir heyecan ve aciliyete işaret ediyor.Az tekrarlanan veya hiç tekrarlanmayan sesler,düşük bir heyecan düzeyi ve geçici bir ruh halini gösterir.Seslerin süresi de önemlidir.Kısa süreli keskin,yüksek sesler korku veya acıyı gösterirken aynı sesler uzun süreli olduğunda sevinç ve oyunculuğa işaret ederler.Genel olarak,uzun süreyle devam eden sesler,az sonra yapılacak bir davranışı haber verirler.Örneğin uzun süreli,derin hırlamanın az sonraki bir saldırıyı haber vermesi  gibi.

Peki köpekler çeşitli dillerde havlayabilirmi.? Bu sorunun cevabı elbette hayır.Ama ülkeler, havlamayı  kendi dillerine göre yorumluyorlar.

Türkçe  
 Hav Hav
 
İngilizce 
 Woof Woof - Arf Arf - Bow Bow
 
İspanyolca
 Jau Jau
 
Flemenkçe
      
 Waf Waf
 
Almanca
 Wau Wau
 
Rusça
 Gav Gav
 
Çekoslavak
 Haff Haff
 
Kore  
 Mung Mung
 
Çince

 Wung Wung    
 

Orta düzeyde yinelenen hızlı havlama.

Burada köpek size sezinlediği olası bir kötü durumu,yada bahçenize giren yabancı bir kişiyi anlatmaya çalışmaktadır.Durmayacak biçimde hızlı havlama ile doğal yaşamda yaptığı gibi yani liderini ve sürü üyelerini toplamak istiyor. Tabii burada köpeğin lideri siz ve üyeler ise aile bireyleriniz oluyor.

Birkaç kere tekrarlanan ve duraklayarak devam eden havlama.

Şu an köpeğiniz,tam olarak tanımlayamadığı bir durumdan  bahsetmekte.Köpek şüpheleniyor ve yine size haber vererek "Gelseniz iyi olur" diyor bu arada karşı tarafada "Ben buradayım" diyerek orada bulunduğunu belirtiyor.Köpek, tehlikeyi sezinlediğinde ise havlama şeklini yukarıdaki gibi değiştirir.

Uzun süren duraklı havlamalar.

Köpeğiniz sizi şikayet ediyor.Sanırım yalnız kalmış ve kendisine arkadaş arıyor.

Kısa birkaçkez havlama.

İşte köpeğinizin size "Hoşgeldin"   dediği an.

Bir seferlik kısa havlama.

Yaptığınız birşeyden sıkılmış ve size "Artık yeter" diyor.

Uzun, kısa,tiz havlamalar.

Ne yaptınız köpeğinizin canı acıyor.Hemen onu sevin ve yatışmasını sağlayın.

Mırıldanarak Havlama.

"Hadi oyuna başlayalım".

Ses düzeyi giderek yükselen havlama.

Oyun esnasında arkadaşına oyuna devam etmesini söylemektedir.Başlangıçta sessiz havlayan köpek,davetine cevap almaz ise sesini yükseltir.   

Köpeğin Hırlaması.

Derin Hırlama ve Havlama.(Dişler gösterilmiş,Kulaklar dik,Kuyruk yukarıda)

Köpek bu anda savaşmaya hazırdır.Öfkeli olduğunu belirtiyor ve her an saldırabileceğini ifade ediyor.

Orta Düzeyde Hırlama ve Havlama.(Dişler gösterilmiş,Kulaklar yatık,Kuyruk bacaklar arasında.)

Endişeli ve korkuyor.Yine de kendisini savunacak.Kendisinden daha az emin.

Orta düzey Hırlama.(Dişler gösterilmemiş)

Köpek bu anda hoşlanmadığını belirtiyor ve uyarıyor.Kendisine yapılan eylem devam eder ise uyarı için ısıracak ancak savaşmayacak.

Yüksek Sesle Hırlama.(Dişler gösterilmemiş)

Oyun esnasında yavruların birbirlerine hırlaması.Oyundan zevk alıyorlar.

 

Köpeklerde Uygulanması Gereken Aşılar ve Aşı Takvimi

Karma Aşılar
 
Karma aşılar DHPPI, DHPPI+L, DP, CPV/CV gibi değişik formlarda ve içeriklerde hazırlanmış olup, bugün ülkemizde veteriner hekimler tarafından kullanılmaktadır. Bu harfler, aşının köpeğinizi bağışık kıldığı hastalıkların baş harflerini göstermektedir. Bu hastalıklar özellikle küçük yaştaki yavrular için riskli olan hastalıklardır. Yavrunuzun sağlık durumuna göre bu aşılardan en uygun olanı veteriner hekiminiz tarafından uygulanacaktır.
 
Bir hayvanın bir defada birkaç hastalığa karşı bağışık kılınması, genellikle uygulanan elverişli bir yöntemdir. İçinde birkaç hastalığa karşı bağışıklık oluşturacak maddeleri içeren aşılar bir tek doz halinde verildiklerinde, hepsine karşı arzulanan direnci oluşturacak bir tepki meydana getirirler. Karma aşılar, köpeğinizi Gençlik hastalığı (Distemper), Hepatit, Parainfluenza, Adenovirus tip 1 ve tip 2, Parvovirus, Coronavirus gibi viral ve Leptospırosis gibi bakteriyel hastalıklara karşı koruyacaktır. Bu hastalıklar yavru için ölümcül olabilir, fakat uygun bir aşı programı ile kolaylıkla engellenebilirler. 
      
 
Köpek Gençlik Hastalığı (Distemper)
 
Köpekler başta olmak üzere çoğu etçilleri etkileyen, hızlı bir gelişim devresi ve seyir seyreden, solunum sisteminde, sindirim sisteminde ve sinir sisteminde bozukluklar oluşturan çok bulaşıcı viral bir hastalıktır. Köpek viral hastalıkları arasında en yüksek ölüm oranına (kuduz hariç) sahip olanıdır. Hastalık genellikle 3-12 aylık köpeklerde görülür ve yüksek ateşle seyreder. Ancak 3-6 aylık genç hayvanlarda görülme olasılığı daha fazladır. Çok düşük bir olasılık da olsa 1 yaşın üzerindeki köpeklerde de görülebilir. 
 
 Köpek Karaciğer Hastalığı (Enfeksiyöz Canine Hepatitis)
 
Köpek Adenovirusu tip-1 tarafından oluşturulan, başta karaciğer olmak üzere sindirim sistemi, solunum sistemi ve sinir sistemini etkileyen, ateş, kanama ve pıhtılaşma bozuklukları ile karakterize, bulaşıcı ve ölümcül viral bir hastalıktır.
 
Kanlı İshal Hastalığı (Parvoviral Enteritis)
 
Köpeklerde hızlı gelişen, kusma, ishal, dışkıda kan görülmesi ve ani ölümle karakterize bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Yavru köpeklerde (4-8 hafta) kalp kaslarındaki yangıya bağlı olarak kalp yetmezliklerine, gençlerde (2-12 ay) kanamalı mide-barsak rahatsızlıklarına neden olan bir hastalıktır.
 
 
Leptospirosiz
 
Hızlı bir şekilde gelişebildiği gibi kronik olarak da seyredebilen, bir çok memeli hayvan türünü etkileyen, hemoglobinuri (eritrositlerin parçalanmasına bağlı olarak idrarda kan görülmesi), kanlı ishal, sarılık ve böbrek bozukluğu oluşturan, bulaşıcı bakteriyel bir hastalıktır. Erken dönemde teşhis ve tedavi edilmezse köpekler için öldürücüdür.
 
Parainfluenza (Kennel Cough)
 
Bir çok köpeğin bir arada bulunduğu kapalı mahallerde ortaya çıkan ve farklı etkenler tarafından üst solunum yollarında enfeksiyona neden olan bir hastalıktır. Kendini kuru ve inatçı bir öksürükle belli eder.
 
Adından da anlaşılabileceği gibi karma aşı, yukarda saydığımız hastalıklara karşı bağışıklık oluşturan maddeleri içermektedir. Hastalıklara karşı verilen bağışıklık sürelerinin yavrunun anneden aldığı maternal antikor seviyesine bağlı olarak değişiklikler gösterebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle karma aşı uygulamasına yavru 6-7 haftalık olduğunda başlanmalı, aşı 3-4 haftalık aralıklarla yavru 15-20 haftalık yaşa ulaşıncaya kadar tekrarlanmalıdır. Bu programla yavruların yaklaşık %95'inde güvenli bir bağışıklık oluşturulabilmektedir. Karma aşı yıllık olarak tekrar edilir.
 
Kuduz Aşısı
 
Kuduz; merkezi sinir sistemine saldıran, hızlı gelişim gösteren, bilinç kaybı, huzursuzluk, salya akıntısı, yutkunma güçlüğü ve çeşitli felçlerle karakterize, ölümle sonuçlanan viral bir hastalıktır. İnsan dahil olmak üzere tüm sıcakkanlı canlılarda görülebilir. Hastalık; kuduz bir hayvanın sağlıklıları ısırması ve salyasında bulunan kuduz virusunu ısırma sonucu meydana gelen açık yaraya nakletmesi ile bulaşır. Ancak virus salyaya zaman zaman geldiğinden dolayı her ısırılan hayvan kudurmaz. Bu nedenle her ısıran hayvana da kuduz gözüyle bakılmamalıdır. Kuduzun tedavisi yoktur ve aşılama tek engelleyici faktördür. Günümüzde kuduz hastalığı, etkili bir aşı programı ile büyük oranda kontrol altına alınmıştır.
Yavru köpeklere ilk kuduz aşısı 3 aylık yaşta uygulanmalı ve her yıl periyodik olarak tekrar edilmelidir.
 
Bronchicine Aşısı
 
Bu aşı köpek boğmacası olarak adlandırılan Kennel cough hastalığına karşı yapılır. Kennel cough; her yaştaki köpeklerde görülebilen, üst solunum yollarında enfeksiyon oluşturan, kronik bir öksürükle karakterize, bakteriyel bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık etkeni Bordetalla bronchoceptica'dır. Hastalık yavru köpeklerde ölümcül olabilir. Daha yaşlı hayvanlarda ise kronik bronşitis şeklinde ortaya çıkar. Bu hastalığın hayvan hastahanelerindeki, köpek çiftliklerindeki ve barınaklardaki köpekler arasında hızla yayıldığı belirlenmiştir. Bu hastalığa karşı ilk aşılama yavru 6-8 haftalıkken yapılır. Bundan sonra yılda bir kez aşı yapılması yeterlidir.
 
Corona Aşısı
 
İştahsızlık, kanlı-mukuslu ishal, kusma ve beyindeki bozukluklardan kaynaklı depresyonla karakterize bulaşıcı bir hastalıktır. Ayrıca köpeğin, parvo virüse karşı olan direncinide düşürmektedir.
 
Kist Aşısı
 
Genellikle kist aşısı diye bilinen bu uygulama aslında bir antiparaziter ilaçlamadır. Bu uygulama iç parazitlerden (dahili parazitler) kaynaklanan enfestasyonların engellenmesine ve sağaltımına yöneliktir. Halkalı (tenya), kancalı parazitler ve şeritler bu iç parazitlere örnektir.
 
Bu uygulama hayvan sağlığı açısından olduğu gibi insan sağlığı açısından da önemlidir. Bilindiği gibi köpekler tüy döken canlılardır. Dökülen tüylerin üzerine bulaşmış parazit yumurtaları, özellikle de echinococ yumurtaları, insan sağlığı açısından önemlidir. Bu parazit köpeklerin ince bağırsağında yaşar ve yumurtalarını dışkıyla dış ortama çıkarır. Bulaşma, parazite karşı aşılanmamış köpeklerin, tüylerine bulaşan yumurtaların veya enfekte hayvanın dışkısıyla kontamine olmuş yiyeceklerin (marul, maydanoz v.s), insanlar tarafından herhangi bir şekilde ağız yoluyla alınması sonucu olur. Echinococ yumurtalarının ağız yoluyla alınması sonucunda da insanlarda hidatik kist şekillenir. Kistler karaciğer, böbrek, kalp, pankreas, beyin ve göz gibi organlara yerleşir ve yerleştiği organlarda işlevsel bozukluklara neden olurlar. İlerlemiş olaylarda kistin patlaması ölüme neden olabilir.
 
Bu türden problemlerin önlenebilmesi için köpekler parazitlere karşı düzenli olarak ilaçlanmalıdır. Kist aşısı, köpeğin yaşadığı ortam, dışarıya çıkıp çıkmaması, hastalığa yakalanma riski gibi faktörler gözönüne alınarak gerektiğinde 3, 4 veya 6 aylık aralıklarla tekrarlanır. Parazitin çok yoğun olduğu bölgelerde uygulama sıklığı daha da artırılabilir.
 
Kist aşısının enjektable (iğne) formu yağlı bir eriyik olduğundan dolayı yakıcıdır. Bu nedenle yapıldığı yerde ağrı oluşabilir. İlacın kiloya göre uygulanması nedeniyle, 15-20 kg'ın üzerindeki köpeklerde uygulanacak olan ilaç miktarıda artacağından, yakıcı etkisi de doğal olarak daha fazla olacaktır. Böyle büyük ırklarda kist aşısının ağızdan verilen tablet formu tercih edilmelidir. Tablet formu ayrıca askaritlere ve kıl kurtlarına karşı da etkilidir. Tabletleri köpeğinize aç karnına (yemeklerden 3-4 saat sonra yada 1-2 saat önce) vermelisiniz. Tabletler , bir parça sevdiği bir yiyecek (peynir, köfte) içersinde veya toz haline getirilip yiyeceklerine karıştırılarak verilebileceği gibi, doğrudan dilinin arkasına konularak da yutturulabilir. Kusmamasına dikat etmelisiniz. Tabletleri yutturduktan sonra 1 saat içinde meydana gelecek kusmalar ilacın yeterli etki göstermesini engelleyecektir. Tablet yutmakta zorluk çıkaran 30 kg.'ın üzerindeki köpeklerde yapılacak ilaç miktarı iki enjektöre bölünmeli ve iki taraftan ayrı ayrı yapılmalıdır.
 
Lyme Aşısı
 
Hastalığın etkeni Borrelia burgdorferi türü bakteridir. (Spiroket) Lyme hastalığı insanlarada bulaşabilen bir hastalıktır. Etken Ixodes cinsi keneler aracılığı ile yayılır.Enfekte olmuş yani etkeni taşıyan ara konakçı kenelerin diğer bir hayvandan kan emişi sırasında bulaştırması ile taşınır. Direk olarak hayvandan hayvana geçiş söz konusu değildir.
 
Tüm evcil hayvanlarda görülebilir ancak sıklıkla köpeklerde görülmektedir.Özellikle ateş ve eklemlerde ağrı şikayeti ile başlayan hastalık polyartritis ile kendini belli eder. Hastalık vücudun bir çok sisteminde etkin olmaktadır.Bu nedenle iştahsızlık, bitkinlik, kilo kaybı, depresyon ve lenfadenopati de görülebilen belirtiler arasındadır. Kenelerin köpeğin üzerinde kalma süresinin uzunluğu hastalık etkeninin bulaşma riskini aynı oranda artırır.
 
Hastalıktan korunmak için kene mücadelesi şarttır. Bu amaçla antiparaziter damla, kene pire tasması kullanılabilir. Lyme hastalığından korunmak için en etkin yöntem tabi ki aşılamadır. İlk uygulamadan 2-3 hafta sonra uygulanan ikinci doz gerekli bağışıklığı sağlamak için yeterli olacaktır. Daha sonra yılda bir kez uygulanan tekrarlarla korunmanın idamesi sağlanmaktadır. 9 haftalıktan itibaren aşılamaya başlanılabilir.
 
Önemli noktalar:
 
Köpeklerde aşılama öncesi mutlaka paraziter ilaçlama yapılmalı ve metabolizma aşıya hazırlanmalıdır.
İlk aşılama 8 haftalığı doldurmuş yavrulara uygulanmalıdır.
Kuduz aşısı 12 haftalıktan önce UYGULANMAMALIDIR
Rapel : Aşıya karşı gelişen immun yanıtın daha iyi olması için ilk kez aşılama yapılan hastalarda uygulanır. 21.günde en üst düzeye ulaşan immun yanıt rapel enjeksiyonla daha üst düzeye taşınır.
Tür İlk Aşılama Periyodik Aşılama
Köpek 1. gün : Corona aşısı - 1. doz
 
8. gün : Karma aşısı - 1. doz
...........Bronchine aşısı - 1. doz
 
21. gün : Corona aşısı - 2. doz (rapel)
............Kuduz aşısı
 
29. gün : Karma aşısı - 2. doz (rapel)
...........Bronchine aşısı - 2. doz (rapel) Karma, kuduz, bronchine, corona aşıları yılda bir kez tekrarlanır.
 
İç paraziter ilaçlama(kist ilacı) ve dış paraziter ilaçlama üç ayda bir tekrarlanır.
 
Risk oranı yüksek bölgelerde (köy, tatil beldeleri, deniz kentleri vs) iç paraziter ilaçlama iki ayda bir, dış paraziter ilaçlama ayda bir yapılmalıdır.
 
Bugün 4 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol